Çarşamba, Kasım 23

KÜFÜR VE KÜFRE DÜŞÜREN SÖZLER

Her geçen gün biraz daha umursuzlaşıyor insanlık, her geçen gün daha bir cahilleşiyor insanlar… En büyük cehalet küfür-şirk, en büyük cahil Ebu Cehil yani ‘cehaletin babası’… İman yolunu bırakıp bile bile küfür yoluna sapmak ise şüphesiz insanın kendine yaptığı en büyük zulümdür. Çünkü bu insanın kendisini cehenneme atması anlamına gelmektedir.
Küfür, sözlükte ‘örtmek’ demektir. Dini ıstılahta ise Hz. Peygamber (asv)'in Allah-u Zülcelal katından getirdiği kati olarak bilinen şeylerden birini inkar etmektir. Bilindiği üzere bu inkar ve küfür kişiyi dinden çıkarır.

Dört çeşit küfür vardır, bunlar;

1- Küfr-i İnkari; Allah-u Zülcelal'i tanımayıp onu asla kabul etmemektir. Allah-u Zülcelal'in varlığını inkar eden kafirler gibi.

2- Küfr-i Cuhudi; Kalple Allah-u Zülcelal'i tanıyıp, kibrinden dolayı diliyle ikrar etmemektir. Şeytanın küfrü gibi.

3- Küfr-i İnadi; Kalple Allah-u Zülcelal'i bilmek, dille itiraf etmek. Ebu Talib gibi. Zira o: “Ben Muhammed(sav)'in dininin, dinlerin en hayırlısı olduğunu biliyorum, fakat beni tenkit ederler diye itiraf etmiyorum” diyordu.

4-) Küfr-i Nifaki; Dille ikrar ettiği halde, kalple tasdik etmemektir. Münafıklar gibi.


İslam’da en önemli şey iman, itikat düzgünlüğü ve imani hataların düzeltilmesidir. Allah’a, Allah-u Zülcelal’in istediği gibi iman etmek, o kadar önemli ve ahiret açısından öyle önemli bir meseledir ki, Hz. Ömer (ra) bunun önemini anlatmak için şöyle söylemiştir: “Namaz kılmaktan çivi gibi olsanız, oruç tutmaktan yay gibi olsanız, itikadınız düzgün değilse, amelleriniz kabul olmaz.”

İman ve itikat yönünden günümüz müslümanlarının düştüğü en büyük tehlike, imandan sonra bilerek yada bilmeyerek küfre düşmektir. Bunun en büyük sebebi, elbetteki cehalettir. Bu da ‘farz-ı ayn’ yani, kişinin bilmekle şahsen sorumlu olduğu fıkıh ve itikad ilimlerini bilmemesinden kaynaklanmaktadır.

Oysa insan gündelik hayatında, yirmi dakikalık bir zaman süresini bu işe ayırsa, en fazla üç ay içinde bu bilgileri öğrenebilir. Fakat bu işe önem vermez basit görürse, küfre düşmesi de elbette ki kaçınılmaz bir gerçek olarak ortaya çıkacaktır.

Bu dünyadan imanla ayrılmak, dünya sınavında İslam’ı hakkı ile yaşamakla mümkündür. Bunun için de dini iyi bilmek ve doğru yaşamak lazımdır.

Günümüzde aldatıcı, yanıltıcı ve kafa karıştırıcı birçok husus var, kişiler var ve yayınlar var. Ahirzamanda iman elde kor gibidir. İmanla küfür arasında ince bir çizgide yaşıyoruz. Bu yüzden çok dikkatli olmalıyız. Çünkü şirke, küfre çabuk düşüren bir hayat yaşanıyor.

Kur’an-ı kerimde şöyle buyrulur: “Yeryüzündekilerin çoğuna uyacak olursan, seni Allah(cc.)’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmazlar. Yalandan başka bir şey de söylemezler.” (Enam,116)

Dikkat etmek için öncelikle bilmek ve anlamak gerekir. İtikad konularının tamamını dergi gibi sınırlı bir alanda anlatmamız mümkün olamayacağı için biz bu sayımız da olayın ehemmiyetinin anlaşılması gayesiyle insanın küfre düşmesine sebep olan sözlerin bir kısmına yer vermeyi uygun gördük.

Küfre düşüren sözler

* “Allah(cc.), gökten, Arş’tan bize bakar”, “Yukarda Allah(cc.) şahit” demek.

* “Galiba Allah(cc.) onu unuttu” demek.

* “Ben Allah(cc.)’tan, Kur’ân’dan, Peygamberden(as) berîyim” veya mü’min birine “O Allah(cc.)’ın ve benim nazarımda dinsizdir veya Hıristiyandır veya Yahudi’dir” demek.

* Kudretini kast etmeksizin “Allah(cc.)’ın eli uzundur” demek.

* Yalanını “Allah(cc.) biliyor ki bu böyledir” cümlesiyle takviye ederek, insanları inandırmaya çalışmak.


* “Allah(cc.)’a yemin etmenle, eşeğimin anırması aynıdır.” demek.

* “Seni Allah(cc.)’tan fazla severim,” veya aşık olduğu kimseye “sana tapıyorum” demek.

* Allah Teâlâyı cisimle vasıflandırmak, Ondan başka kadîm (ezeli) varlık olduğuna inanmak, O’nu zamana ve mekâna isnad etmek, O’nu azalarla vasfetmek, meselâ “Gözü var” ya da “Görmez” demek.

* Allah(cc.)’tan başkasına tapmak, “Allah(cc.)’a da şeyhime de taparım” demek. Bunu yapmak da, söylemek de şirktir.

* Kızdığı birine “dinsiz” yahut “Allah(cc.)” kelimesine “sız” ilavesini yaparak konuşmak.

* Allah Teâlâ hakkında “Baba, oğul, dede” gibi sözleri kullanmak.

* “Allah Teâlâ şunu boşuna yaratmış” demek.

* Allah Teâlâ’nın isimlerini kullanarak sihir yapmak, âyetleri ters okumak. Haram işlerken Besmele çekmek. Allah(cc.)’ın isimlerini sun’i uyutma ve telkin için kullanmak.

* Azrail (aleyhisselam)’ı alaya almak niyetiyle: “Onu görünce Azrail(as.)’i görmüş gibi oluyorum” demek.

* “Sen bana şu kadar para ver; ben de Azrail(as.)’i falanın canını almaya göndereyim” demek.

* Takvâ ehli birine, dindarlığından dolayı “Şeytanı görmem, seni görmemden benim için daha iyi” veya “Sen domuz gibisin” demek.

* “Sen benim peygamberimsin” yahut “Ben senin peygamberinim” demek.

* Kur’ân’ı küçümsemek, beşer sözüne benzetmek, hükümlerini yetersiz görmek, bir harfini bile olsa inkâr etmek, haramını helal veya haramını helal saymak,

* Esmâ-ül Hüsnâ’dan veya Kur’ân’dan bir kelimeyi de olsa aşağılamak amacıyla pislik içine atmak.

* İlahi kitaplardan herhangi birine sövmek.

* Allah(cc.)’ın indirdiklerinden birine ayıp takmak, küçümsemek, alaya almak.

* Kur’ân’ı hakimin veya Allah(cc.)’ın isimlerinden birinin üzerine, kitabı ciltlemek gibi meşru bir gaye dışında basmak.

* Peygamberlerden(asv) herhangi birini veya şeriatlerini inkâr etmek. “Falan kişi peygamber de olsa, ona inanmam”, “Peygamber(sav) gelip bana bunu yap dese yine yapmam” veya “Peygamber(sav) yapma dese, yine yaparım” demek. (Bu olay asla gerçekleşmeyecek bile olsa, şarta bağlandığı için böyledir.)

* Kim olursa olsun herhangi bir insanı Peygamber seviyesine çıkarmak veya herhangi bir Peygamberi(asv) herhangi bir insan seviyesine indirmek.

* Peygamberin(sav) azalarından birini, meselâ sakalını küçümsemek.

* Peygamber(sav) hakkında “O adam”, “O herif” gibi saygısız ve küçümseyici sözler sarf etmek. Yine küçümseme amacıyla “O da nihayet bir beşerdir” demek.

* Peygambere(sav) yahut isimlerinden veya icraatlarından birine sövmek. Adı ‘Nebî’ olan birine, Peygamberi(sav) kastederek ederek sövmek.

* Onu yalanlamayı kast etmeksizin, “Peygamberim” diyen birine, “Madem Peygambersin bir mucize göster” demek.

* Tevatüren sabit olmuş (yalan söylemesi imkansız, bir çok Sahabe(ra) tarafından rivayet edilmiş) hadîsi inkâr etmek. Meşhur hadîsi inkâr konusunda ihtilaf edilmiştir. Ama mütevatir mi, meşhur mu olduğunu bilmeksizin bir hadîs için “Böyle sözler çok olmuştur” demek küfürdür.

* “Peygamber(sav) şunu severdi” denilince “Ben sevmem” demek. “Ben Peygamber(sav)'i sevmem” demek. Rol icabı bile olsa bunu yapmak küfürdür. Tek çıkış yolu “Ebu Cehil ya da falan böyle demişti” diye aktarmaktır.