Çarşamba, Mart 21

GERÇEK AŞKI BEŞERDE ARARSAN

Hiç dikkat ettiniz mi,hayat bizi en sevdiklerimizle imtihan ediyor.hayatımızı kim için feda edyorsak ,acılarda o taraftan geliyor.çünkü yaradılış gayemizi unutuyoruz.biz dünyaya Yaradanı razı etmekiçin geldik ama kulların rızası öne geçti.onları mutlu edelim derken herşey karman çorman oldu.ne onları mutlu edebildik nede biz mutlu olabildik.elde kocaman birsıfır kaldı.ne bu dünyamız yolunda gitti nede öte dünya için azık hazırlayabildk.kafamız sürekli günlük takıntılarımızla dolu.şeytanın vesveseleri tüm zamanımız dolduruyor.namaz kıldığımızı zannediyoruz aklımızda takıntılarımız.kim ne dedi,nasıl baktı,niye aramadı,...Rabbimizi hangi arada düşünüyoruz...hiç...asıl yapmamız gerekeni hep öteliyoruz...

bizi Allahtan uzaklaştıran kim ya daneyse mutlaka onunla imtihan oluyoruz dikkat edin.kadın tüm hayatını eşine adamış,onun için memleketini bırakmış,ailesinden uzaklaşmış,işini değiştirmiş ve adamın memleketine yerleşmiş.üniversitede başalamış bir ilişki bu kolay mı,fedakarlık olmalı tabi.(!)bir süre herşey yolunda gitmiş.çocukları olmuş.ufak tefek yatırım yapmışlar beraber..sonra...sonra uğruna onca fedakarlık yaptığı bu adam yeni maceralara yelken açmak istemiş...en yakınındaki dul sekreter buna çok uygundu tabi....önce işten sonra bilgisayardan konuşmalar başlamıştı geceleri..sonra işten geç gelmeler...kadın hep inanmış..inanmak istemiş bahanelere...çünkü sevmiş...ama oda aynı uzaklaşma periyodunu Rabbine yapmış..üniversitede beş vakit namazını kaçırmazmış.tesettüre uyarmış..sonra eşi yani o zamank erkek arkadaşı geldikçe önce öğlenleri aksamış,,sonra dışarı çıkınca akşam ve ikindi...tesettür yavaş yavaş çizgiden çıkmış...tıpkı eşi ondan nasıl uzaklaştıysa azar azar zamanla oda kullak vazifelerinden uzaklaşmış...onu elden kaçırmak korkusuyla..halbuki bilememiş..olursa kadar olmazsa kader...tam bir teslimiyetle Rabbini razı edip One derse haktır dememeiş,kaderini kendi aciz elleriyle yazmaya çalışmıştı...sonra konuşmaları okudu birgün..tabi o yazışmalar bana ait değil dedi adam...sonra aramaları gördü..o başka biri dedi adam....ellerinden kayıp gidiyordu o çok sevdiği..uğruna ahiretini feda ettiği...sonra adam sırf karısını memnun etmek için işten çıkardı kızı...kadın öyle zannetti..oysa ona yeni bir iş kurmuştu..ortak birikimleriyle...kadın acı çekiyorum lütfen görüşme diyordu ,adam benim onunla bir sorunum yok diyordu ısrarla,sorunu olan sensin... ülser olmuştu..depresyon tanısı konmuştu ama adam ilişkisini bitirmemekte ısrarlıydı.gecesi,gündüzü,hayalleri,umutları,dünyası kocaman bir hiçti şimdi...herşey ellerinden kayıp gitmiti..yalvarıyordu ayrılalım diye çünkü elinde geriye sadece gururu kalmıştı...mutsuzdu çünkü Rabbini üzmüştü..bunları en başta Rabbini incitmeden düşüneccekti...yorulmuştu artık..herşeyi feda ettiği adamdan yorulmuştu artık..ama hala farkında değildi..hala Yaradana el açmamıştı ..oysaki bir dönse..bir ellerini açsa..bir divana dursa...Rabbi onu geri çevirmeyecekti...O değilmiydi kulum ne kadar günah işlerse işlesin yeterki benden af dilesin..günahları ne kadar büyükde olsa affederim diye...hala ne bekliyordu...kafası hala ondaydı...gece konuşmuşmuydu..işten yine geç gelmişti ona mı uğramıştı...işte vefasızlık buradaydı...Rabbi ona hala müddet veriyordu ama o hala ders almamıştı..yine en kıymetli vaktini en kıymetsiz olana veriyordu...halbuki belki bu sıkıntılar günahlarına kefaretti...belki sabretseydi  kurtuluşa erecekti..birkez huzura dursaydı....bu sefer zamanını Rabbinin gönlünü kazanmaya harcasaydı....Rabbi sadece imtihan ediyordu....
  Unutmayalım ki sıkıntılar hep bir vazife ile gelirler ve daimi değildirler.yeter ki sabredelim...ya affedilmeyi bekleyen günahlarımıza karşılık sıkıntı çekiyoruzdur yada Rabbim derecemizi arttırmak istemiştir.hepi bu görevleri tamamladıktan sonra bitecektir..her  karanlığın sonu öutlak aydınlıktır....

                                                        BETÜL AYGÜL