Pazar, Ekim 21

MARİFET VE MUHABBETULLAH

MARİFET VE MUHABBETULLAH

Bütün ilim, ibadet, fen ve sanatların hedefi yüce rabbimizi tanımak ve sevmektir. Marifet olmadan muhabbet olmaz. Muhabbet bulunmadan teslimiyet gerçekleşmez. 

Muhabbete mudahele edilmez ancak sebeplerine yapışmak
lazımdır. İlimle irfan arasında fark vardır. İlim alimden, irfan ariften öğrenilir. Müslümanlar şu hususa dikkat etmelidirler.İlim olmadan amel olmaz. 
Marifet olmadan muhabbet olmaz. Peygamberimiz (sav) asıl görevi, terbiye ile marifete ulaştırmaktı.Sahabelerin hepsine alim denmez fakat arif denir. 

Çünkü; onlar Cenabı Hakkı tanıyarak sevmişler. Şunu unutmayalım ki onlar, büyük rehber ile beraber olmakla marifete ulaşmışlardır. Nitekim Cenabı Hakkı sevmenin yolu rehberden geçer. Kaptansız gemi olmaz. Allah ın muhabbeti büyük bir deryadır ona dalanın çıkması mümkün değildir.Sahabeler, ahireti dünya sevgisine tercih etmişler. Kalp bir tek sevgiye layıktır o da Allah ın sevgisidir. Allah ın muhabbeti kalbe girdiği zaman bir diğer sevgileri yakar yok eder. Dünyaya gelmenin gayesi, muhabbetullahtır. 

Şunu da unutmayalım sevenin derdi çok olur. Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyruluyor: 
“Allah ın sevgisini iddia ediyorsan,belalarına hazır ol.” 

Başka bir hadiste de şöyle buyruluyor:
“ Her kim ki nefsini tanırsa Rabbını tanır.” 

Biz nefsimizi tanımadan Cenabı Hakkı tanımaya çalışıyoruz bu da çok zordur. Süfyan-ı Servi rh.a.der ki: muhabbet Rasulullah (s.a.v.)’e uymaktır. 
Bir başkası şöyle der: 
"Muhabbet zikre devam etmektedir."
Diğer biri şöyle der: 
"Muhabbet sevileni her şeye tercih etmektedir."
Başka bir zat şöyle der: 
"Muhabbet dünyada kalmaktan hoşlanmamaktadır."

Bütün bunlar muhabbetin değişik yönlerine ve semerelerini işaret eder. Fakat bunlar muhabbetin asıl manasını ortaya koymamışlardır. 

Ariflerden birine göre muhabbet, mahbubdan bir manadır ve kalpler onu idrakten aciz, diller onu ifadede yetersizdir.Cüneyd-i Bağdadi rh.a.der ki:
‘‘ Allah teala c.c. başka şeylerle alakası olanlarla muhabbetini haram kılmıştır.Her muhabbetin bir bedel karşılığındadır; bedel ortadan kalkarsa, muhabbet de ortadan kaybolur.’’ 

Zunnun-i Mısrı rh.a. şöyle der:
‘‘ Allah-ı sevdiğini gösterenlere <<Allah ‘ tan başkası önünde alçalmaktan sakın!>> deyiverdi!’’

Şibli rh.a.’e sorarlar:
-Arif kimdir ve muhabbet sahibi nasıl olur, bize açıkla!

Şöyle cevap verir:
-Arif , konuşursa helak olan;
-Muhabbet sahibi ise; susarsa helak olan kişidir! 

Rabiatül Adeviyye rh a. Bir gün der ki: 
- Kim bizi sevgilimize götürür. 
Yanındaki hizmetçi kadın der ki: 
- Sevgilimiz yanımızdadır, fakat dünya bizimle onun arasını açıyor! 

İbnul cela rh a. Der ki: 
" Cenabı Hak cc İsa a.s.a şöyle vahyetti: Bir kulun kalbinde dünya ve ahiret sevgisi bulunmadığına muttali olursam, onu muhabbetimle doldururum ve himayem altına alırım! " 

Söylediğine göre bir gün semnun muhabbet hakkında konuşurken, bir kuş önüne konar. Hiç durmadan yeri gagalamaya başlar ve nihayet aşırı kan kaybından ölür. 
İbrahim b. Edhem rh.a. şöyle der: 
" Allahım! Biliyorsun ki, bana lütfettiğin muhabbetin, zikrine verdiğin ünsiyetin ve azametini tefekkür imkanı tanıman yanında, cennetin sivrisineğin kanadı kadar değeri yoktur! "

Seriyyü Sakiti rh.a. şöyle der: 
" Allah ı seven yaşar, dünyaya meyleden hedefi şaşırır. Ahmak sabah akşam boşa gidip gelir, akıllı olan araştırır!"

1 Allah cc şöyle buyurur: 
“(Rasülüm!) de ki: Eğer Allah ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” 

Müminlerin Cenabı Hakkı sevmeleri; emirlerine uymak, ibadetleri yerine getirmek ve rızası peşinde koşmakla elde edilir. Allah ın müminleri sevmesi ise; engin rahmet ve lütfü ile onları övmesi, onlara sevaplar vermesi, günahlarını affetmesi, onlara bol bol ihsanlarda bulunması şeklinde tecelli eder. 

Söylendiğine göre: Deve sevgi ile sarhoş olduğu zaman kırk gün yemek yemez. 

İmam-ı Gazali rh.a İhyau ulümi’d-din isimli eserinde şöyle der:
“Şu dört şeyi iddia eden yalancıdır: 
Birincisi, kim cenneti sevdiğini iddia eder de, ibadetleri yerine getirmezse o kişi yalancıdır! 

İkincisi kim Hazreti Peygamberi sevdiğini iddia eder, fakat alimleri ve fakirleri sevmezse, o kişi yalancıdır! 

Üçüncüsü kim cehennemden korktuğunu iddia eder, fakat günahları terk etmezse o kişi yalancıdır! 

Dördüncüsü kim Allah ı sevdiğini iddia eder, fakat başına gelen belalardan şikayetçi olursa, o kişi yalancıdır!. "

Gerçekten sevginin alameti, sevdiğine uymaktır. Bir gün İmam-i Şibli rh a in yanına bir topluluk gelir. Şibli onlara sorar: 
- Siz kimsiniz? 
- Biz senin sevenleriniz! Derler. 

Şibli onlara döner ve onları taşlamaya başlar. Yanından kaçmaya başladıklarını görünce sorar: 
- Niçin benden kaçıyorsunuz? Eğer beni seven kişiler olsaydınız, benim taşlarıma sabrederdiniz. 

Allah c.c bizleri marifetinden, muhabbetinden ayırmasın. 

Amin

S.İhsan EROL