Cumartesi, Eylül 24

KALBİNİ YENİDEN KAZAN

Yasmin Mogahed)

Kimse düşmek istemez.Ve sadece birkaç kişi boğulmayı seçer.fkat bu hayatın okyanusunda mücadele ederken dünyayı bazen içine almamak öyle zordur ki.bazen okyanus bize gelir ,bazende dünya kalplerimize geri döner.

ve tıpkı suyun sandalı parçalaması gibi dünyadabkalbimize girdiğinde orayı paramparça eder.kısa süre önce parçalanmış bir sandal neye benzer bana hatırlatıldı-herşeyi içeri aldığında ne olacağı hatırlatıldığı gibi-.tıpkı benim gibi birini gördüm, bu dünyanın  aşkıyla fazlasıyla dopdolu ve sadece dünya ile haşır neşir.bu yüzden dünya denizi onun sandalını parçaladı tıpkı benim ki gibi ve o da denize düştü.suyun altında öyle çok kaldıki,ne neye tutunacağını bildi nede yüzeye nasıl çıkabileceğini..ve boğuldu.

eğer dünyanın kalbini ele geçirmesine izin verirsen,tıpkı denizin sandalı ele geçirmesi gibi,kalbini teslim alır ve sende denizin derinliklerine doğru batarsın ve ta dibe dokunursun.inebildiğin en alt seviyeye indiğini hissedersin.günahların ve bu dünyanın sevgisi seni ele geçirir.etrafın karanlıkla çevrelenir.en garibide hiç ışık girmez.

fakat bu karanlık yer son değildir.unutma her karanlık bir ışığa gebedir.ve kalbin attığı sürece ölmemiş demektir.burada ölmemelisin.bazen burası sadece yolculuğa verdiğin bir aradır.istersen boğulana kadar dipte kalırsın ya da incileri toplar yukarı çıkarsın-daha güçlü ve daha zengin.

Allahı ararsan ,o seni yukarı çıkarır.denizin karanlığını kendi güneşiyle aydınlatır.içindeki en büyük zayıflığı,en büyük güce çevirir,arınma ve kurtulma.şunu unutmaki dönüşümler bazen düşüşle başlar buyüzden hiçbir zaman düşüşü lanetleme.denizin dibi tevazunun olduğu yerdir.onu al,öğren ve içine çek.sonra daha güçlü ve mütevazi ol ve Allaha neden ihtiyacın olduğunu farkına var.senin aslında bir hiç olduğunu,Allahınsa büyüklüğünü anlamış olarak geri gel.eğer bu gerçeği fark edersen daha fazlasını görürsün.aldanan sadece kendini kandırır,gördüğü sadece kendisidir,O değildir.aslında mahrum olan kendi derdinin çaresinin Allah olduğunu hiçbir zaman fark etmeyendir.kendi sahip olduklarına güvenir ama aslında bu sahip olduklarının,ruhunun tüm varlığının yaratıcısının  Allah olduğunu unutur.

geri dönebilmek için Allahı ara,bunu yaparsan O da senin sandalını yeniden yapar.sürekli düşünmekten yıpranan kalbin onarılır.paramparça olan tekrar bütünleştirilir.ve şunu bilki bunu sadece O yapabilir.Onu ara.

Rabbin seni korumaya başladığı zaman düştüğün için af dile,telafi etmek için pişmanlık duy ama asla umutsuzluğa düşme.

İblis, Adem'in (a.s.) cennetten çıkmasına çok sevindi. Ancak denizin dibine büyük inciler bulmak için dalış yapan bir dalgıcın incileri topladıktan sonra tekrar çıkacağını bilemedi.^^ibn-i Kayyim^^

tevbe ve Allah'a geri dönüşte güçlü ve şaşırtıcı birşey var.bize bunun kalplerin cilası olduğu söylendi.bu öyle bir cilaki sadece temizlemiyor,eskisinden kirli olduğu zamandan daha parlak yapıyor.eğer Allaha geri dönersen af dile,Onu kalbinin ve hayatının merkezi yap çünkü artık sen düşmeden önceki halinden daha zenginsin artık.bazen dibe batıp geri çıkmak başka hiçbir şekilde elde edemeyeceğin  erdem ve tevazuyu öğretir sana.İbn-i Kayyim şöyle yazmıştır(r.a):sahabeden rivayet edildiğine göre^^kul bir günah işler ve bu günahı sebebiyle cennete girer,diğer taraftan başka bir kul  hayır işler ve bunlar sebebiyle cehenneme girer.^^bunasıl olur diye sorarlar^^mümin bir günah işler,işlediği günahı unutmaz ve kalbinde bir korku meydana gelir,pişman olur,ağlar ve mahcuptur.kırık kalbi ve tevazuyla eğilen başıyla Allahın huzurunda durur.bu günahı sebebiyle gururunu yener,tevazu sahibi olur ve pek çok emri yerine getirmekten daha fazla yarar sağlar- kulun mutluluk başarısına sebebp olur-ve böylece günahı sebebiyle cennete girer.iyilik yapana gelince bunun aslında Rabbinden gelen bir lütuf olduğunu düşünmez.dahası kibirlenir ve şunu ,şunu,şunu yaptım der.kendini beğenmesi,kibri ve gururu  artar ve buda onun yok olmasına (cehenneme girmesine)sebep olur.

Allah(c.c) bize Kuranda asla ümidimizi yitirmememiz gerektiğini söylüyor.De ki(Allah şöyle buyuruyor) : "Ey nefislerine karşı (günah işleyip) aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah(şirk koşan ve inkar edenler dışında, dilediği kimseler için) bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir."Zümer-39/53

bu kendine zulmetmenin kölesi olanlara,nefsinin ve arzularının zindanında tutuklu kalanlara bir çağrıdır.bu dünya denizine dalıp derinliklerinde kaybolanlara,hırçın dalgalarla tutsak alınlara da bir çağrıdır.Yukarı çıkın.yukarı çıkıp nefes alın, zindan cehenneminden gerçek dünyaya çıkın.özgür olmak için çıkın,çıkın ve hayata geri dönün.ölmüş olan ruhunu arkanda bırak.kalbin eskiden olduğundan daha hayat dolu,güçlü ve arınmış olabilir.tevbe cilası kalbini eskisinden daha güzel yapmaz mı?günahlarının diktiği peçeyi kaldır.yaşamla ,özgürlüğünle,ışığınla ve hepsinden önemlisi Allahla arandaki peçeyi kaldır.kaldır ve ayağa kalk.kendine gel.başladığın yere,evine dön.unutmaki yüzüne diğer tüm kapılar kapandığında ,orada herzaman açık olan birtek kapı olacak.herzaman.o kapıyı ara.Rabbini ara.Rabbin sana zalim dalgalarda kılavuzluk edip,güneşin rahmetine ulaştıracak.

Bu dünya seni mahvedemez-sen izin vermediğin sürece.ve sana sahip olamazda eğer anahtarları eline vermezsen.şayet bir süreliğine anahtarları verdiysen onları geri al.burası son değil.orada ölmemelisin.kalbini ıslah et ve oraya onun gerçek sahibini yerleştir.
Mevlanı….
Çeviren   C.Betül AYGÜL