80 yaşındayım. Hâlâ manevi hayatıma faydalı olacak insanların yanına gidiyorum. Çünkü haramlar sel gibi akıyor. Haramları süslediler, haramları reklam ediyorlar. Bu müthiş zamanda mecburen iyilerin, alimlerin yanına gitmek gerekiyor. Her zaman tefsir okuyamayabiliriz. Amma öyle insanlar var ki, yaşayışıyla, hal ve hareketleriyle bize ilmihali anlatır. Onlardan faydalanmak aklın gereğidir.
Namaz kılan kişi fiziken ilan eder ki: “Benim bir önemim yok. Benim önemim, Allah’ın emirlerine tâbi olduğum kadardır.”
İmza günlerinde veya konferanslarımda soruyorlar: “Çocuklarımıza namaz sevgisini nasıl aşılarız? Onları namaza nasıl alıştırabiliriz?” Ben de diyorum ki, İslamiyet’i evvela kendimiz yaşayacağız. En iyi tebliğ, hal ile yapılan tebliğdir. Ben çocuklarıma ve torunlarıma namaz kılın demedim. Amma namazı, her türlü işimin önünde tuttum. Seyahatlere çıkacağım zaman hanım ve çocuklar hep beraber otururken hesaplardım, hangi arabaya bineyim, nerede ve saat kaçta mola verir ki namazı kaçırmayayım? Çocuklarım namaz konusundaki hassasiyetimi görerek büyüdüler. Belki namaz kılın desem, enaniyetlerine dokunurdu, darılırlardı.
Benim de canım bazen namaz kılmak istemeyebiliyor. Hastayım, yaşlıyım. Zorlanabiliyorum. Amma canım istemediği halde namaz kılıyorsam, bu Allah’ın bir lütfudur. Çünkü canı istemediği halde namaz kılan kişi, Allah istediği için namaz kılmış olur ve daha ihlaslıdır. İhlas, bir işi yalnız ve yalnız Allah rızası için yapmaktır. Bir arkadaş sordu: “İsteksiz namaz kılmak, namazın sıhhatine mani midir?” “İsteksiz namaz kılmak, sevabı artırır.” dedim, arkadaş şaşırdı. “Olur mu öyle şey!” dedi. “Eğer şevkle, manevi lezzet için namaz kılsan, o şevk ve zevk için kılmış olursun. Amma canın istemediği halde kılsan, Allah için kılmış olursun.” dedim.
Bazı geceler uyanıyorum. Saate bakıyorum, imsak girmiş. Hanımdan abdest almak için yardım istiyorum. “Hanım, yakında öleceğiz!” diyorum “İyisi mi ibadet edelim.”
“Nereden biliyorsun yakında öleceğini?” diyor. “Biyolojik olarak ömrü bitirdim, takvimler bunu gösteriyor.” dedim.
Her namazımızı son namazımızmış gibi kılsak, namaz bize usanç vermez. Öğleni kıldım, ikindiyi düşünmem. Çünkü ikindiye çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum.
Hem düşünmek lazım. Yaptığımız işler namazdan daha mı kıymetli? Namazdan daha kıymetli bir iş olamaz. Mezarlıklar diyor ki, “dünyada ebediyen kalmayacaksın…” Burada ne ibadet ettiysek, ahirette onu bulacağız..
Zaman Gazetesi