ruhun daralma sebebinin biri imamsızlık diğeri ise namazsızlıktır.
Namaz kılmak insanı kötülüklerden alıkoyar , insanın hem kalbini hemde ruhunu doyurur ...
kalb ve ruhtaki yaraların ne olduğunu en güzel ifade eden Bediüzzaman hz lemalar isimli eserindeki 2.lema da izah eder.
BİRİNCİ NÜKTE: Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm'ın zâhirî yara hastalıklarının mukabili bizim bâtınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır.
İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyüb'den daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz.
(Bu yaralar bencillik, hased ,kibir ,riya )
Çünki işlediğimiz herbir günah, kafamıza giren herbir şübhe, kalb ve ruhumuza yaralar açar.
Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm'ın yaraları, kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdid ediyordu.
Bizim manevî yaralarımız, pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdid ediyor.
O münacat-ı Eyyübiyeye, o Hazretten bin defa daha ziyade muhtacız.
Bahusus nasılki o Hazretin yaralarından neş'et eden kurtlar, kalb ve lisanına ilişmişler; öyle de; bizleri, günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler, şübheler (neuzübillah) mahall-i iman olan
bâtın-ı kalbe ilişip imanı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nefretkârane uzaklaştırarak susturuyorlar.
Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.
Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.
O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.
DÖRDÜNCÜ NÜKTE: Yirmibirinci Söz'ün birinci makamında beyan edildiği gibi: Cenab-ı Hakk'ın insana verdiği sabır kuvvetini evham yolunda dağıtmazsa, her musibete karşı kâfi gelebilir