“Aşağılık kötü kişilerin huyu budur: Sen ona iyilik ettin mi o sana kötülük eder. İşte nefsini de sabırla bük. Çünkü o alçaktır, kötüdür; ona iyilik etmeye gelmez.
Nerde bir gönül varsa, sabırla cilalanır. Sabır sıkıntının anahtarıdır sırrına ermek için gülerek, hoşlanarak onun derdini çek. Cihan gâh sabredip gâh şükrettikçe, bağlar bahçeler gah giyinir; gah çırılçıplak kalır. Mademki rızkı dağıtan Allah’tır; şikâyet imansızlıktır; sabır gerektir. Sabır genişliğe ulaşmanın anahtarıdır.
Kedi delikten rızıklanır da onun için delik başında bekler durur. Vay o kuşa ki kanadı büyümeden yücelere uçmaya kalkışır da tehlikeye düşer. Şüphe yok, yavaş iş rahmandan, acele iş ise şeytandandır. Önüne bir lokma atsan, köpek bile köpekliğiyle önce koklar da sonra yer. A ihtiyatlı adam. O burnuyla koklar; biz aklımızla koklarız. ... Henüz kanadı çıkmayan kuş uçmaya kalkışırsa yırtıcı kedinin lokması olur. Sabret, sabır güçlüklerin, sıkıntıların anahtarıdır. Sabır adamı maksadına çabucak ulaştırır. ... Sabırlı kuş bütün kuşlardan daha iyi uçar.
Şimdilik ayakkabı dikiciliğe razı ol sabret. Yoksa sabretmezsen, yamacı, eskici olur kalırsın. Eskicilerde sabır olsaydı hepsi de öğrenir, yeni ayakkabı diker, ayakkabıcı olurlardı. Sabretme acısını çekmedikçe karşılığında bir hayır ve ödül elde edemezsin.”