Müslümanlar sıkılamaz mı? Sıkılırsa neden sıkılır? Ayşegül Sena bunlara mercek tutuyor.
İçimde bir sıkıntı var...
Hani bazen öyle anlar vardır ki hayatımızda, bir cenderenin içinde sıkışıyormuş gibi hissederiz kendimizi. Ya da dipsiz bir kuyuya atılmışızdır da, ne sesimizi duyan vardır ne de orda olduğumuzu bilen.
Size de oluyor mu bilmem. Hayatın alabildiğine anlamsızlaştığı, her şeyin sıradan geldiği, boşlukta asılı gibi durduğumu hissettiğim zamanlar olur bazen. İstemesem de saniyelerin farkına vardığım zamanlar... Bol vesveseli, dumanlı, flu görünür dünya. İnsanların başıboş bir hayatı, nasıl olup da hiç sıkılmadan yaşadıklarına, yapmaları gereken her şeyi bilip, 'şimdi ne yapmalıyım' sorusunu sormamalarına ve hiç şaşırmamalarına şaşırırsınız! Öyle berbat bir ruh halidir ki, yaşama sevincinin ne olduğunu, defalarca sizi kuyudan çıkaran yaratıcının varlığını unutmuşsunuzdur adeta! Tarık Tufan diyor ya "bazen hayat vahyin kesildiği zaman gibidir" diye, aynen öyledir bazen hayat.
Kara bulutları dağıtan ayetler
Birden neden buradayım, ne işim var burada dersiniz kendinize. Yaradan sizin yerinize cevaplamıştır çoktan: "Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" (Zariyat / 56). İşte bu dersiniz, elinizden tutar bu ayet ve ayağa kalkarsınız o an. Neden sonra hatırlayıveririz: "Rabbin seni unutmadı sana darılmadı da" (Duha / 3). Size şah damarınızdan daha yakın olan biri var, sizi görüyor ve sizi işitiyor! Gözleriniz fal taşı gibi açılır. Deminki bulutlar dağılmış, yerini berrak bir güneşe bırakmıştır. "Biz Kur'an'ı mutsuz olasın diye indirmedik." (Taha / 2). 'Oh be dünya varmış' dersiniz gayri ihtiyari. Alemlerin rabbi olan Allah'a hamdedersiniz vahyi gönderdiği için. Artık hayata yeniden başlamanın vaktidir. Bilirsiniz ki "Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır". Besmele çekersiniz, 'ne mutlu bana ki Müslümanım' deyip rahatlarsınız. Can sıkıntısına bir tekme atarak, 'Allahu ekber!' dersiniz ve ekleyecek bir kelimeniz yoktur başka. Ruhunuz yükseklerdedir, başınız secdede olsa da.
Kur’an ferahlık verir
Kaldıramayacağımız yükü yüklemeyeceğini taahhüt ediyor Yaratıcı, biraz da biz imtihanın farkında olup sabırsız davranmasak sanırım işler yoluna girecek. Bize dikte edilen hayatları değil de kendimizi tanıyıp yola öyle çıksak, dünyada güzel iş yapan Müslüman kahramanlarımızı örnek alsak güneşli günler görebiliriz belki de. Neden olmasın? Çünkü "Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve 'Ben müslümanlardanım' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?" (Fussilet / 33)
Hala 'burada' isek ve müslümansak yapacak çook iş var, can sıkıntısına yer kalmayacak kadar!
Ayşegül Sena Kara
Hani bazen öyle anlar vardır ki hayatımızda, bir cenderenin içinde sıkışıyormuş gibi hissederiz kendimizi. Ya da dipsiz bir kuyuya atılmışızdır da, ne sesimizi duyan vardır ne de orda olduğumuzu bilen.
Size de oluyor mu bilmem. Hayatın alabildiğine anlamsızlaştığı, her şeyin sıradan geldiği, boşlukta asılı gibi durduğumu hissettiğim zamanlar olur bazen. İstemesem de saniyelerin farkına vardığım zamanlar... Bol vesveseli, dumanlı, flu görünür dünya. İnsanların başıboş bir hayatı, nasıl olup da hiç sıkılmadan yaşadıklarına, yapmaları gereken her şeyi bilip, 'şimdi ne yapmalıyım' sorusunu sormamalarına ve hiç şaşırmamalarına şaşırırsınız! Öyle berbat bir ruh halidir ki, yaşama sevincinin ne olduğunu, defalarca sizi kuyudan çıkaran yaratıcının varlığını unutmuşsunuzdur adeta! Tarık Tufan diyor ya "bazen hayat vahyin kesildiği zaman gibidir" diye, aynen öyledir bazen hayat.
Kara bulutları dağıtan ayetler
Birden neden buradayım, ne işim var burada dersiniz kendinize. Yaradan sizin yerinize cevaplamıştır çoktan: "Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" (Zariyat / 56). İşte bu dersiniz, elinizden tutar bu ayet ve ayağa kalkarsınız o an. Neden sonra hatırlayıveririz: "Rabbin seni unutmadı sana darılmadı da" (Duha / 3). Size şah damarınızdan daha yakın olan biri var, sizi görüyor ve sizi işitiyor! Gözleriniz fal taşı gibi açılır. Deminki bulutlar dağılmış, yerini berrak bir güneşe bırakmıştır. "Biz Kur'an'ı mutsuz olasın diye indirmedik." (Taha / 2). 'Oh be dünya varmış' dersiniz gayri ihtiyari. Alemlerin rabbi olan Allah'a hamdedersiniz vahyi gönderdiği için. Artık hayata yeniden başlamanın vaktidir. Bilirsiniz ki "Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır". Besmele çekersiniz, 'ne mutlu bana ki Müslümanım' deyip rahatlarsınız. Can sıkıntısına bir tekme atarak, 'Allahu ekber!' dersiniz ve ekleyecek bir kelimeniz yoktur başka. Ruhunuz yükseklerdedir, başınız secdede olsa da.
Kur’an ferahlık verir
Kaldıramayacağımız yükü yüklemeyeceğini taahhüt ediyor Yaratıcı, biraz da biz imtihanın farkında olup sabırsız davranmasak sanırım işler yoluna girecek. Bize dikte edilen hayatları değil de kendimizi tanıyıp yola öyle çıksak, dünyada güzel iş yapan Müslüman kahramanlarımızı örnek alsak güneşli günler görebiliriz belki de. Neden olmasın? Çünkü "Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve 'Ben müslümanlardanım' diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?" (Fussilet / 33)
Hala 'burada' isek ve müslümansak yapacak çook iş var, can sıkıntısına yer kalmayacak kadar!
Ayşegül Sena Kara