Açıklama: Bir şeyden ümidini kesen himmetini ona harcamaz ve ondan alâkayı keser. Allah’a (c.c) kul olan kişi O’nun dışındakilerden hür olur. Kişi tamah ettiği şeyin kölesidir. Çünkü tamah; muhabbeti, boyun eğmeyi ve zilleti gerektirir. Bir şeyi sevmek ve boyun eğmek ise kulluğun vasfıdır. Bu manada denilmiştir ki:
“Köle, tamah ettiği müddetçe hürdür. Hür ise tamah ettiği müddetçe köledir.”
Efendisi melik olmasını istediği halde, memlûk (köle) kalmayı isteyen kişinin hali ne çirkindir.
Allah (c.c) bütün mahlûkatı insana hizmetkâr kıldığı halde, mahlûkata hizmet etmek isteyen insanın hali ne
acayiptir.
59. Kim nimetlere şükretmezse, onları tükenmeye arzetmiştir. Nimetlere şükreden ise onları sağlam bağlarla bağlamıştır.
Açıklama: Hikmet ehli zatlar ittifak etmişlerdir ki; şükür mevcut nimetlerin bağı, mevcut olmayanların ise avıdır. Mevlâ (c.c),
“Şükrederseniz andolsun ki (nimetlerimi) artıracağım” (İbrahim 14/7) buyurmuştur.
Şükür üç kısımdır:
a) Dil ile yapılan. Allah (c.c) buyurur ki:
“Rabbinin nimetini ise anlat” (Duhâ 93/11).
İnsanın Allah’ın nimetlerini kibirlenmeden anlatması şükürdür.
Resûlullah (s.a.v),
“Allah’ın nimetini anlatmak şükür, anlatmamak ise nankörlüktür” buyurmuştur.27
b) Amel ile yapılan. Allah (c.c) buyurur ki:
“Ey Davud ailesi, şükretmek için amel edin”{Sebe 34/13).
Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmek şükürdür. Muhalefet eden ise nankörlük etmiş demektir.
Resûlullah (s.a.v), mahlûkatın en şereflisi olup, hiçbir yünahı olmadığı halde çok ibadet eder, geceleri mübarek uyakları şişinceye kadar namaz kılardı. Sebebi sorulduğunda,
”Şükreden bir kul olmayayım mı?” buyurmuştu.28
c) Kalp ile yapılan her nimetin Allah’tan olduğunu bilmek kalbin şükrüdür.
“Sizde her ne nimet varsa Allah’tandır” (isiani 16/53).
Bazı âlimler her azanın şükrünün kendi cinsinden olduğunu söylemişlerdir. Mesela kulağın şükrü hayrı işittiğinde dinlemek, şerre kulak vermemek; gözün şükrü harama bakmamak gibi….
Sonuç itibariyle insan, kendinde bir nimet gördüğünde evvela o nimeti Allah’tan (c.c) bilmeli, sonra kibirlenmeden, böbürlenmeden anlatmalı ve şükrü için ibadetini çoğaltmalıdır. Böyle olunca artık Allah (c.c) elde olanı muhafaza eder ve nimetlerini daha da çoğaltır. Şükredilmeyen nimeti ise kuldan alır.
“Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez” (Rad 13/11).
”Böyle olması, bir kavim nefislerinde olanı değiştirmedikçe Allah’ın onlara vermiş olduğu nimeti değiştirmemesi sebebiyledir” (Enfâi 8/53).29
28 Buhârî, Tefsîr, 48/2.
29 bk. 21. Bölüm, 185 ve 186. hikmet