Tasavvuf, gerçekleri almak, mahlûkatın elinde olan şeylere gönül bağlamamaktır
tasavvuf; vakti, en değerli olan şeye sarfetmektir
Gerçekleri almak, hak ve hakikat olmayan, yani doğru olmayan her şeyi bırakıp, ancak ilahî hakikatleri edinmeye çalışmaktır.
Tasavvuf, eşyanın hakikatine bakıp, halkın bildiğini terketmektir.”
Tasavvuf üç manayı içine alan bir isimdir:
1) marifetin nûru vera’ın nûrunu söndürmez,
2) kitab ve sünnetin zahirine muhalif olacak şekilde ilm-i bâtından bir söz ile konuşmaz,
3) kerametleri kendisini, allah’ın mahrem olan sırlarını açıklamaya sevk etmez.
Tasavvuf tamamen edebden ibarettir
Tasavvuf ne şekil, ne de ilimdir; o sadece güzel ahlaktan ibarettir
Tasavvuf, az yemek, Cenab-ı Hakk’ın huzurunda rahata kavuşmak ve insanlardan kalben uzaklaşmaktır.
Tasavvuf, zamanın en uygun vaktinde, kulun her an hak ile meşgul olmasıdır.
Uyku ve hacatın kazası gibi zamanlar haricinde, kalbin her an hak ile meşgul olmasını da tasavvufun tarifi içine almıştır ki, bu da bir zikirdir.
Tasavvuf, zamanın en uygun vaktinde, kulun her an hak ile meşgul olmasıdır.
Uyku ve hacatın kazası gibi zamanlar haricinde, kalbin her an hak ile meşgul olmasını da tasavvufun tarifi içine almıştır ki, bu da bir zikirdir.
Tasavvuf, hiçbir şeye malik olmamak ve bir malın esiri bulunmamaktır.
Tasavvuf, mâsivâ ile alakayı keserek, Cenab-ı Hak ile beraber olmaktır. Masiva ile alakayı kesmek demek, Hak’tan gayrı olan herşeyi terketmek demektir.
Daima iyiyi ve hayrı aramak, insanın içinde bulunduğu ve maruz kaldığı ahvalin tetkikiyle zararları def ve faydaları celp için çalışmaktır.
Tasavvuf alemi noksan gözle görmektir, yahut bütün noksanlardan münezzeh olanı müşahede etmek için her noksandan gözü yummaktır
beşerî noksanlardan nefsini temizlemesi gerekir. Bu tasfiye ne kadar etraflı olursa, sofînin ruhu o kadar yükselir.
Tasavvuf, fuzuli şeyleri tamamen terketmektir. Lüzumsuz şeyleri terketmek demek, dinin, aklın, kanunun, örfün, an’anenin, adetin ve zaruretlerin gerektirdiği işler dışında abes ile meşgul olmamak demektir.
Tasavvuf, emeli ihmal ve amele devam etmektir
Tasavvuf, emir ve nehiy hayatında sabretmektir, yani Cenab-ı Hakk’ın emirlerine râm olmak, nehyettiği şeylerden de kaçınmaktır”
Tasavvuf, iddiaları terk ve manaları gizlemektir. Tasavvuf erbabı, bir iddia sahibi olmayacaktır. Bildiği hakikatleri muhatabının seviyesine göre açıklayacak, muhatabının umumî bilgisinin kavrayamayacağı hakayıkı tafsil etmeyecektir.